Etkileyici bir anlatım şekli olmakla beraber gerçeğe benzetme yönü de olması sebebi resim sanatı ile tarihin en eski zamanlarından bu yana en yaygın sanat dallarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya geneli düşünülecek olduğu zaman insanlığın başlangıcından bu yana hem Doğu’da hem de Batı’da resim en önemli sanat dallarından biri olmuştur.

Resmin zaman içerisindeki gelişimini ülkelere, dönemlere ve akımlara göre ayrı bölümler halinde inceleyebilmek mümkündür. Sanat tarihçileri de bu ayırımları göz önünde bulundurarak yapılan resimleri teknik ve sanatçıları hakkında bilgiler vererek incelemişlerdir. Resim sanatının tarihi söz konusu olduğunda karşımıza çıkan ilk ürünlerin duvar resimleri olduğunu söyleyebiliriz. Yazının bulunmasından önce insanların iletişim kurma ve bir şeyler anlatma ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan resim, ilerleyen dönemlerle birlikte hayatın her alanında karşımıza çıkmaya başlamıştır. Hatta Pompei’de olduğu gibi evlerin duvarlarının tamamen resimlerle kaplı olduğu dönemler de bulunmaktadır. Elbette ilk yapılan resimlerle tarih içerisinde gelişen resim anlayışı arasında büyük bir fark vardır. Duvarlara yapılan ilk resimleri, ana okulu çağındaki çocukların yaptığı resme benzetecek olursak günümüzde yapılan resimleri ise tüm teknik yönleri ile kavranmış ve ustalaşmış bir ressamın elinden çıkmış resimler olarak değerlendirebiliriz.

Günümüzde resim sanatı her ne kadar teknolojinin de etkisi ile daha az ilgi gösterilen sanat dalları arasında yer alıyor olsa da görsel özellikleri ve sahip olduğu manevi değer bakımından ressam elinden çıkmış olan resimlerin daha değerli olduğunu söyleyebiliriz.